18 Temmuz 2010 Pazar

kötü kadınlar..

Eğer istersem kötü kadını oynayabilirim. Hiçte zorlanmam oynarken.. Eğer istersem önüme gelen herkesi incitebilirim. Onu incitebilirim. Seni incitebilirim. İyi olmaya çalışmayacağım, hayır. Neysem oyum ben. Fazlasını bekleme benden. Umduğun gibi olmayacağım "o gün". İstediğin gibi olmayacağım. Bi değişiklik yapıp sana ve ona "tamam" demeyeceğim, hayır.

Nasılda değişti tüm moralim yine. Sinirlenemiyorum bile. Üzülemiyorum.. Neden böyleyim ki ben. Sinirlensem bi kaç çocuk dövsem kendime gelsem rahatlasam ne de mükemmel olurdu. Olmadı bi kaç vazo kırardım. O da olmadı kendi ağzımı kırardım, ama bi şekilde rahatlardım. Üzülsem ağlardım.. Ağlayamıyorum bile. Ben ne biçim bi' insanım. Off... Ne biçim..

10 Temmuz 2010 Cumartesi

En sevdiğim şarkıları unutmak gibi..
Boşluk.. Bu sefer fazla hissedilebilir olan türünden, boşluk. Çok yakınıma gelmiş oturmuş kahve içiyor, salak şey. Ben onu istemiyorum ki. Defolup gidebilir şimdi. Ne yapsam bilemiyorum. "git" diyemem. Hayır bunu söyleyemem. Hissettirsem, tam gidecekken korkarım, üzülürüm, "hayır," derim "saçmalama, burada kalmandan çok hoşnutum.". Ne de yalancıyım ben öyle..

Ümidin Soğuk Yüzü

"Simama her seferinde umarsızca bakmanda gizliydi mutluluk.
Veyahut, gülümseyişlerinde saklıydı kırıntıları sevincimin.
Soğuk bir kış akşamında sokakta kalmış buz tutan yalnızlıkta,
Ya da yanarken bir aşkta,
Atılan çığlıklarda gizliydi hüzün.

..."

Ya şimdi bunu tekrar okudum da abi ben bunu niye yazmışım ki lan bu çok duygusal hiç benlik değil acaba içimde uzaylı falan mı vardı bunu yazarken hani güzel de olmamış ki.

Biraz düşündüm de kesin uzaylı vardı içimde. Neyse iyiki gitmiş mi demeliyim o zaman.

Şimdi bunun nesi var ki diyeceksiniz bana di mi evet biliyorum ama işte şiirin devamını bilmiyorsunuz siz bildiğiniz aşk şiiri laplaplabulabulablubluk bi' şey. Öyle bi' şey. Ergen bi' şey.

Tamam tamam içimde uzaylı vardı işte.

aşkakıpgider

...Aşkın nerede, nasıl ortaya çıkacağına kimse karar veremezdi.
Onun varlığını sürdürmesini, iki kalbi birbirine bağlamasını veya hiç tanışıklığı olmayan iki insanın birbirine bakışlarındaki arzuyu kimse kınayamazdı.
Dokunduğu tende bunu hissedebilir miydi? Ya da illaki fiziksel bir dokunuşa ihtiyacı var mıydı? Onun kendisini sevdiğini bilmeden onu sevemez miydi?
O bunu bilmek zorunda da değildi… Gizlice bir aşk yaşatılabilirdi kalbinde. Çünkü bu aşk bu sevgi sahip olunabilecek bir şey değildi.
Onu saklayamaz, kapatamaz, engelleyemezdiniz. O bulduğu tüm çatlaklardan akar tüm boşlukları doldururdu.
O size ait bir şey olmaktan çok dünyaya ait bir şeydi. Boşluğa ait bir şey.
Bir insana sahip olma arzusundan çok onu sevmenin verdiği mutluluğu hissetmek önemliydi.
Ruhuna dokunmak isterdi. Teninden çok ruhuna dokunup onu en derinlerinde hissetmek…
Aşık olduğu kişiye sahip olmaktan çok, o aşkın içinde yüzmek isterdi.
Onun için savaşmak, onu korumak, onun aldığı nefeslerde yaşamanın verdiği mutluluğu tatmak isterdi. Aşk bu olmalıydı. Aşk bundan fazlası olmalıydı... Ama aşkı asla bilemezdiniz..

sıkıldımsendenben

Birbirimizi bu kadar kirletmeye gerek yok.
Ben çok sıkıldım, seninle konuşmaktan. Tüm bu olanlar beni sadece yormadı demek istiyorum. Ciddi ciddi sıkıldım senden.
Bu çok kolaydı. Seni tekrar geri kazanabilirim. Seni geri isteyebilirim. Sana tekrar sahip olabilirim. Her şey o kadar kolay ki benim için, sen de benim kadar iyi biliyorsun bunu. Ben geçmişi silemem ama geçmişte de yaşayamam işte, bitti artık. Dönüp bakamıyorum. Ama hayır hayır unutamayacağım şeyler de var bak bunların üstünü çizemezsin işte.. Kötü anıları hatırlamak istiyorum bazen sadece ama aklıma pek fazla bir şey gelmiyor, acaba hepsini yaşar yaşamaz yok mu etmişim çünkü ben üzüldüğüm, ağlamaya çalıştığım ama beceremediğim, uyuyamadığım geceleri çok iyi hatırlıyorum. Evet evet, silmişim ben bütün hepsini.. Ne yapalım, olur öyle.
Her neyse senden sıkıldım işte. Bunu söylemek istedim.