14 Haziran 2010 Pazartesi

Sana seni sevdiğimi söyleyemem

Sana söyleyemeyeceğim şeyler var.
Sana seni sevdiğimi söyleyemem...
Güneş yüzünü yakarken gözlerime bakıp benden o iki kelimeyi söylememi bekleyebilirsin. Gözlerin dolabilir. Üzülebilirsin. Canının yandığını bilirim. Ama sana seni sevdiğimi söyleyemem. Söylemem.
İkimiz de biliyoruz. Eğer söylersem, her şey bitecek. Aşk bitecek. Tutku bitecek. Eğer söylersem büyü bozulacak, ve eğer söylersem sen aslında beni sevmediğini düşünmeye başlayabilirsin.
Korkmuyorum diyemem. Korkuyorum elbette. Seni kaybedemem. Seni sırf iki kelimeyle tatmin ettim diye kaybedemem. Biliyorum. Seni sevdiğimi biliyorum. Ama sana seni sevdiğimi söyleyemem.
İkimiz de biliyoruz, seni sevdiğimi.
Hem ben seni, seni seviyorum-suz da öpebilirim..

10 Haziran 2010 Perşembe

öyleböyle

Şimdi hepiniz gelip bana aşktan dostluktan bahsedebilirsiniz.. Sevgiden ve onun yüceliğinden. E tabi yapabilirsiniz bunu, yapamazsınız demiyorum. Hatta tamı tamına da anlatırsınız, doğruya doğru. Bana, yaşadığınız aşklardan yakaladığınız oradan buradan çaldığınız tavsiyeleri verebilirsiniz. Merak etmeyin haksızsınız demiyorum..

Peki ya ben anlatsam?
Peki ya size çift taraflı tavsiyeler versem o zaman ne olur?
Hem yap hem yapma desem mesela..
Hem sev hem sevme.
Hem kaç hem üzerine yürü desem..
Ben böyleyim işte birini söylesem diğerine inanırım..

Of, boşverin. Siz yine de anlatmaya devam edin...
Çünkü; ben yoruldum artık.